SANAT DELİORMAN ‘AŞK KUMBARASI’ (PB MÜZİK)
Karı-koca ressam bir ailenin, iyi eğitimli, iyi huylu ve zeki kızı Sanat Deliorman. Çeviri ve grafik tasarım okumuş lakin baskın tutkusu daima müzik olmuş. Ben kendisini sahnede tanıdım; hoş bir sesti, sahnesi de keyifliydi; artık ise değerli bir eksiğini tamamladı ve birinci albümünü çıkardı Sanat.
Hakan Kurşun’un sanat idaresinde (yanı sıra vurmalı çalgılar ve mastering) kaydedilen “Aşk Kumbarası”, on özgün besteden oluşuyor. Albümün kapak dizaynını da üstlenen Sanat’a piyanoda Baturay Yarkın, çelloda Murat Süngü eşlik ediyor.
Albümde çalgıların sade kullanımının ve yalın orkestra kombinasyonunun hedefi müziklerin içeriğini öne çıkarmak; bu yolla de tiyatral bir lisan yakalamak. Caz, klasik ve Türk Müziği üçgeninde yankılanan, Genco Erkal ve Fazıl Say ilhamlı albümde bir de İstanbul tangosu var.
Sanat’ın derin müzik sözlerindeki içerik insanlığın en eski meselelerine, varoluş sorgulamalarına kadar uzanıyor. Aşk, sevgi, tutku, sadakat ve şükran dolu hislerle bezeli bir cihan yaratıyor. Babasını kaybedişinin akabinde yazılan müziklerdeki ruh hali ise hüzünlü, romantik, efkârlı ve vefalı.
Yılların birikimi hiç de azımsanacak bir meblağ değilmiş; kırılan kumbaranın içinde oysa ne hazineler varmış! Olağanüstü bir birinci albüm…
EDA AND ‘LIVE IN HAMBURG’ (KALAN/Z MÜZİK)
2019 yılında çıkardığı birinci albümü “Augmented Life” ile (Ravel, Ligeti ve Ahmet Adnan Saygun, Bill Evans, Keith Jarrett, Tuna Ötenel ve Aydın Esen gibi) kahramanlarına hürmet dolu bir selam veren Eda And, ikinci albümü “Live in Hamburg” ile bir öteki dünyanın kapılarını aralıyor. Bu defa kendisini etkilemiş tanınan müziklerin önlerinde eğilerek reverans veriyor. Piyanosunun başında tek başına yorumladığı müziklere değişik (bir o kadar da kişisel) bir hava katarak.
Sezen Aksu’nun “Ah İstanbul İstanbul Olalı” müziğinin içten yorumuyla başlayan albüm, Victor Jara’nın “La Partida”sı ile sürüyor. Sırasıyla Attila Özdemiroğlu bestesi “Kalbim Ege’de Kaldı”, Hasan Tunç imzalı Karadeniz müziği “Ben Seni Sevduğumi” ve anonim türkü “Yüksek Yüksek Tepelere” ile Âşık Veysel’in “Uzun İnce Bir Yoldayım”ı geliyor. Canlı kaydedilmiş yedi modülden oluşan albümün kapanışı ise (Eda’nın sesinin duyulduğu tek vokalli) kendi bestesi “İstanbulisation” ile yapıyor.
Hangi müziğe dokunursa dokunsun, kendine has yorumlarıyla virtüözitesini gösteriyor. Eda’yı görünce, dinleyince anlıyoruz ki 2013 yılında genç yaşta kaybettiğimiz babası basçı Kürşat And, müzik dünyasına eksikliğini hissettirmeyecek kadar pahalı bir miras bırakmış.
Cumhuriyet
