Türk edebiyatı ve şiirinin iki ünlü, unutulmaz ismini her yıl haziran ayının başında peş peşe anarız. Orhan Kemal’i 2 Haziran (1970), Nâzım Hikmet’i ise 3 Haziran’da (1963) sonsuzluğa uğurladık. Esasen bu iki bedelli yazarımızdan ne vakit birini ansak başkasından de kelam edilir, birlikte yaşadıkları Bursa Cezaevi günleri anlatılır. Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal, uzun tutukluluk ömürlerinin üç buçuk yılını Bursa’da tıpkı koğuşta geçirir. Usta çırak olarak bağlantısı ile başlayan birliktelikleri dostluğa dönüşür ve elbette cezaevi dışında da sürer.
Son yıllarda Nâzım Hikmet fotoğraflarından birçok standı açılan, çalışmalarından poster, kartpostal ve pul yapılan Haydar Özay, bu sefer Türk edebiyatının iki usta ismini yeni fotoğrafında bir ortaya getirdi.
Ressam, Nâzım Hikmet’i ve Orhan Kemal’i bir ortada, eski cumbalı konutlar, gecekondular, gramofon, lamba, kedi, kitaplar, deniz, martılar, Unkapanı Köprüsü ve Bozdoğan Kemeri üzere detayların olduğu bir İstanbul görüntüsü önünde resmetti. Özay, fotoğrafında bilhassa Orhan Kemal’in yaşadığı ve kitaplarına da yansıyan Küçükpazar, Cibali, Balat üzere semtlere de dikkat çekiyor.
‘SERGİYE GERÇEK İLERLER’
Ressam Özay, fotoğrafıyla ilgili şunları söylüyor: “Nâzım Hikmet rüzgârda salınan bir söğüt ağacının kollarıyla birlikte bir hatıra olarak giriyor resme güya. Nâzım Hikmet, Orhan Kemal’in kitaplarına ve ona olan sevgisini gösteriyor, bir karanfil uzatıyor. Orhan Kemal dört tane kitap tutuyor, iki cildin yanında Orhan Kemal yazıyor. Bu ciltlerden birisinin bize görünen yüzünde el yazısıyla yazılmış üzere ‘Bereketli Topraklar Üzerinde’ yazısı dikkat çekiyor. Öteki kitabın ‘Gurbet Kuşları’ olduğunu düşündüm. Yeniden bu kitapların altında 3.5 yıl ve ölümsüzlük işareti. Orhan Kemal’in 1965’te yayımladığı ‘Nâzım Hikmet’le 3.5 Yıl’ isimli anı kitabı Nâzım’la ilgili hapishane anılarını anlatır. 2 Haziran 1970’i ve 3 Haziran 1963’ü birlikte hatırlayan mütevazı bir başlangıç saydığım bu birinci Orhan Kemal ve Nâzım Hikmet fotoğrafım, umarım yeni fotoğraflarla devam eder; bir standa, stantlara ve bir kitaba gerçek ilerler.”
Cumhuriyet
